Tuzla Türbanlı Escort

PLATİN ÜYELER

VIP ÜYELER

GOLD ÜYELER


Tuzla Türbanlı Escort

Denizden gelen hafif iyot kokusu, Tuzla’nın sahil şeridinde ağır ağır ilerleyen Tuzla Türbanlı Escort Arda’nın içine huzur veriyordu. Martılar çığlık çığlığa gökyüzünde süzülüyor, dalgalar kayalara çarpa çarpa sanki eski zamanlardan bir şarkı fısıldıyordu. Arda, sahildeki çay bahçesine oturduğunda henüz farkında değildi; hayatını tamamen değiştirecek kadının az sonra karşısına çıkacağını bilmeden kahvesini yudumluyordu.

Derin, ela gözleriyle etrafı izleyen Türbanlı Tuzla Escort Aslı, elinde bir kitapla sahilde yürüyordu. Birkaç adım sonra aniden rüzgarın savurduğu sayfalar arasında kitabı elinden kayıp yere düştü. Hızla eğildiğinde, başka bir elin de kitabı almak için uzandığını fark etti. Başını kaldırdığında, karşısında Arda'nın gülümseyen yüzünü gördü.

"Sanırım bu sizin?" dedi Arda, kitabı ona uzatırken.

Aslı mahcup bir ifadeyle gülümsedi. "Evet, teşekkür ederim. Rüzgarın azizliği..."

Arda, kitabın kapağına göz gezdirdi. "Ah, Stefan Zweig... Tutkulu bir aşk hikayesi mi okuyordunuz?"

Aslı başını salladı. "Evet, tam da en heyecanlı yerinde bırakmıştım."

Arda, bir an düşündü ve cesaretini toplayarak, "O zaman, yeni bir hikaye yazmaya ne dersiniz? Belki bu kez başrollerde biz oluruz?" diye sordu. Aslı, şaşkınlıkla bir an duraksadı, ardından hafifçe gülümsedi. "Belki de oluruz..."

Böylece başladı onların hikayesi. Tuzla'nın sakin sahillerinde uzun yürüyüşler, balıkçı teknelerinin arasından süzülen sohbetler, kahkahalar ve derin paylaşımlar... Her geçen gün birbirlerini daha çok tanıyor, daha çok bağlanıyorlardı. Aslı’nın özgürlüğüne düşkün ruhu, Arda’nın dingin ve koruyucu tavrıyla mükemmel bir uyum yakalamıştı.

Bir gün, Arda Aslı’yı sahilde gizlice hazırladığı bir sürprizle şaşırttı. Küçük bir tekne kiralamış, içine mumlar ve çiçekler koymuştu. Denizin ortasında, ay ışığının aydınlattığı gecede Aslı’ya döndü ve ellerini tutarak, "Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Bu sahil, bu şehir, bu deniz... Hepsi ancak seninle anlam kazanıyor," dedi.

Aslı'nın gözleri dolmuştu. "Bu kadar kısa sürede böyle hissetmek mümkün mü?" diye fısıldadı.

Arda başını salladı. "Aşkın zamana ihtiyacı yoktur. Sadece doğru insanı bulmaya ihtiyacı vardır."

Aslı gülümseyerek ona sarıldı. "O zaman, birbirimizi kaybetmeyelim."

Tuzla’nın sahilleri, onların aşkına şahit olmaya devam etti. Ne fırtınalar, ne rüzgarlar onları ayırabildi. Çünkü aşkları, tıpkı o kayalara çarpan dalgalar gibi hep güçlü, hep tutkuluydu.